bugün
- keki kabarmayan sözlük kızı18
- beybi leydi12
- allah ile tanrının farkı var mı9
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı19
- durduk yere tribe giren erkek12
- icardi'nin burnuna kafa atacak olmam8
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks30
- ali koç'un jose mourinho ile anlaşması8
- icardi190510
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni14
- anın görüntüsü12
- sözlük yazarlarına gelen son mesaj17
- 6 mayıs 2024 konyaspor fenerbahçe maçı10
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek46
- nervio13
- allah yerine hızır'dan yardım istemek8
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek23
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay8
- iğrenç bir his tarif et29
- düşün ki o bunu okuyor14
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi13
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz13
- sözlük kızlarının saç rengi18
- galatasaray12
- bülent uygun10
- hakim ziyech11
- hayvancılık destekleneceğine neden ithalat10
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum21
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı18
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak16
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren kadın10
- bir türlü ısınmayan ayaklar9
- en yaşlı özelliğiniz10
- budweiser14
- kızların tipe bakmadığı gerçeği29
- bir kadın nasıl tavlanır19
- hemşire kızlar nasıl oluyor17
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi9
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri10
- erkek çocuk için isim önerileri9
- aşkta yaş farkı önemli midir8
- içip içip entry girmek8
entry'ler (28)
H. Nihal Atsız-Ruh Adam
'beyaz zambaklar ülkesinde' kitabının çıktığı topraklar. başkent helsinki' de bile sokaktaki insan sayısı azlığı kendinizi terk edilmiş bir film setinde gibi hissetmenize sebep olabilir. soğuktan daha bıktırıcı olan ise rüzgar. ancak ülkenin kuzeyine gittikçe (ivalo) Lapland'in güzel doğasına hayran kalmamak mümkün değil. kakslauttanen'daki cam iglolar da kuzey ışıklarının izlenebileceği en güzel yerlerden biri olarak bu ülkede yer almaktadır.
Norveç Lillehammer'da geçen, şimdilerde cnbc-e' de yayınlanan dizi. italyan asıllı Amerikalı mafya adamımız Frank "The Fixer" Tagliano (Steven Van Zandt) tanık koruma programı ile Norveç' te Giovanni Henriksen olarak yeni bir yaşama başlar. Aslında italyan köklerinden kopmamış kahramanımızın, Norveç kültürü içerisinde yer bulma ve hatta bulunduğu bu ortamı değiştirme maceraları olarak izlenebilir. Dizide dikkat çeken noktalardan biri kuralcı ve insana saygılı olarak bilinen bu insanların Giovanni' den gelen küçük bir kıvılcımla kolayca dönüşebilmeleri, ve aslında yapmadıkları şeyleri yapmaya başlayabilmeleridir. Torgeir Lien (Trond Fausa) karakteri ise diziyi güzelleştiren bir diğer önemli noktadır.
mehmet güreli- kimse bilmez.
kepenk sanki kaşık- kaşınk, tavuk-tavunk türevlerinden kepekten türetilmiş gibi geliyor..
adamakıllı din eğitimi verilemediğinden, renkli olması gereken hayal dünyaları karanlık bir boşluğa dönüştürülmüş çocuklar yerine, kendilerini ifade edebilecekleri özgür ve düşünebilen bir birey olma yolundaki adımları hızlanmış bireyler yetişmesi isteği ile söylenmiş bir sözdür bence...
yapmayan pek az kişi vardır heralde:) hatta kasede çektiğiniz şarkıların sırasına,yarım yamalak da olsa,arada radyo reklamları da olsa öyle alışırsınız ki, o şarkıyı başka bir yerde dinleyince hemen arkasından beklediğiniz şarkı, reklamlar gelmeyince eksikliğini hissedersiniz:D uzun zaman sonra bu kasetleri tekrar tekrar dinlemek de güzel olur...
duruma göre her şarkı ağlatabilir.
yansımalar ____ bab-ı esrar.
kendisi kadar klibi de güzel olan, diline takıldı mı kurtulması zaman alan Wir sind Helden şarkısı.
....Uçak yolculuğu sırasında okudukları dergideki ünlü Waikiki Plajı'nın tanıtımından büyük heyecan duyan iki ortak, hazırladıkları farklı tasarımlara Waikiki isminin çok uygun olacağını düşündü. Fransızca "arkadaşlar" anlamına gelen "Les Copains" kelimelerinin baş harflerinden oluşan "LC" kısaltmasını da eklediklerinde LC Waikiki markası yaratılmış oldu...bu da isim hikayesi:)
final dönemi bir öğrencinin yaratcılığının en üst noktaya ulaştığı dönemdir. normalde aklına gelmicek çok ilginç ve çok zaman alacak işlerle uğraşmak için en verimli zamanlardır. ayrıca ayrı bir titizlik çöker insanın üstüne, o küçüçük oda bi malikaneymiş gibi saatlerce temzilenebilir. bi düzenlilik de çöker tabi...dolap, çekmece içleri düzeltilir yoksa insanın içi rahat edemez ders çalışırken, aklı hep o dağınık çekmece içlerinde kalır. tabi bu çekmece, dolap, temzilik işleri yaz okulunda da yapılır yaz kış temiz tutmak lazım ne de olsa...
hele ki zor sayısal dersler bu şekilde anlatılırsa, öğrencinin başka alemlere dalmasına hiçbir engel kalmamıştır. loş sınıf, uzaydan gelmiş konular, sadece önündeki asetat kağıdını muhattab alan hoca tüm şartlar sağlanmış olup o birbuçuk saat öğrencinin dinlenmesine ayrılmış bir zaman dilimi olur. ister uyur, ister hayal kurar kime ne...
bir kere bakarsan o, ikinci kez bakarsan sen suçlusun..
yataktan çıkmak..
hiç tanımadığın sadece tipine bakarak aşık olduğun kişiye aşık olmaktan daha mantıklı durum.
yok artık bu kadar da terbiyesizlik olmaz dedirten insanlardır. güzelim tantunime mersin kebabı dedirtmem!!
malesef ilişkiyi matematiksel anlamda değerlendiren insanlar olduğunu gösteren durum.
1. kaçıncı buluşmada elini tutmalı?
2. kaçıncı buluşmada öpüşülmeli?
3. kaçıncı buluşmada sevişmeli? hatta dur bakiim evlenmeden sevişmek mi!!!
bu sırayı, sayıyı kim belirler?
sıfat değildir ki ilişkiler,hisler sırası sayısı olsun.
1. kaçıncı buluşmada elini tutmalı?
2. kaçıncı buluşmada öpüşülmeli?
3. kaçıncı buluşmada sevişmeli? hatta dur bakiim evlenmeden sevişmek mi!!!
bu sırayı, sayıyı kim belirler?
sıfat değildir ki ilişkiler,hisler sırası sayısı olsun.
Elementarteilchen' de Bruno(Moritz Bleibtreu)nun şizofren olduğunun anlaşıldığı, sevgilisinin dizlerine kapanıp ağlamaya başaldığı bir tarftan da sevgilisinin elini okşadığı sahne.